Kırılan eşyaların seslerini duymaya başladığınızda içinizde kabaran volkanın yavaş yavaş dinginleşmeye ve kızgın lavların toprak altına çekilmeye başladığını hissedersiniz. Yavaşça bir yere çöker ve okyanuslar misali sessizleşirsiniz. Göz pınarlarınız coşmaya başladığında geçmişi size hatırlatan ne varsa yakılmaya hazır hale gelir.
Yakmak için elinize aldığınız her resim her hediye kutusu sizden kopmak istemez. Aslında sizde onlara yaşanmışlıklara kıyamazsınız ve eliniz tutulup kalır. Gerçeği bir türlü kendinize itiraf edemezsiniz. İşte bu Gölgede Yaşanayanlar'ın öyküsü
Meydana gelen bu paradoksun farklı duygular farklı düşünceler ve farklı yaşantılarda nasıl canlandığını gözler önüne çıkaran bazen öykü bazen içe dönük yolculuğa yazılmış mektuplar tadında kaleme alınan bir kitapla baş başa yolculuğa çıkıyorsunuz. Hayatta nereden baktığınızı bilemeyiz ancak ters giden bir şeyler varsa pencerenizi değiştirmeyi tavsiye edebiliriz.