İslam tarihinde Şâfiî ile başlayıp mihne sonrası varlığını kabul ettiren ehl-i hadis düşüncesi ile daha çok Hanefî mezhebi ile özdeşleştirilen ehl-i rey arasında yaşanan ihtilaflar delillere yüklenen anlam ve metodik farklılıklar etrafında seyretmiştir. Her iki grubun iddia ve savunuları pek çok müellif tarafından inceleme konusu yapılırken günümüzde de tartışmaların devam ettiği görülmektedir. Nitekim son dönemde Mısır'da gelişen tecdid eksenli bakış açılarının yanında ehl-i hadis kabul edebileceğimiz düşünce yapısını savunan Ahmed el-Gumârî'nin (ö. 1960) ehl-i rey kabul ettiği Kevserî'yi (ö. 1952) görüşlerindeki tenakuzları tespit ederek ilzam etme çabası ihtilafın devam ettiğine işaret etmektedir. Kevserî'nin vefatından sonra neşredilen Beyânü telbîsi'lmüfterî: Muhammed Zâhid el-Kevserî isimli eserinde Ebû Hanîfe başta olmak üzere bazı Hanefîleri de tenkit eden Gumârî Kevserî'nin eserlerinden tenakuzlarını tespit etmeye çalışmıştır. İlmin Süreyya yıldızında olsa da Fârisîlerden birinin ulaşabileceğini ifade eden rivayet etrafında bir tenkit geliştirmiş hadiste Ebû Hanîfe'nin kastedilemeyeceğini savunmuştur. Bunun dışında Kevserî'nin sahabe başta olmak üzere mezhep imamları ve ulemâyı ta'n ettiğini iddia etmiş; hadis ve fıkıh usulüne dair tenakuzlarına değinmiştir. Eserinin ikinci bölümünde ise râvilere yönelik tenakuz iddiaları öne sürülmüştür. Gumârî önce Kevserî'nin bir rivayeti veya râviyi kabul ettiğini tespit etmiş akabinde aynı rivayeti veya râviyi reddettiğini yine Kevserî'nin eserlerinden örneklendirmiştir. Gumârî'nin dil ve üslubunda hakaretamiz ifadelerin sıklıkla yer alması Ebû Hanîfe'yi acemlerin peygamberi Kevserî'yi de Ebû Hanîfe'nin ümmeti gibi tanımlaması ithilaftan ziyade itikadi sonuçlar doğuran polemik unsurları arasındadır.
Çalışma sürecinde Gumârî'nin tenakuz iddialarının çoğunda eksik veya hatalı bilgiler verdiği ya da Hanefîlerin hadislerle ilgili takip ettiği metotları dikkate almadığı görülürken Kevserî'nin de özellikle ricale dair konularda -bize göre tenakuz olmamakla birlikte cerh ve ta'dil açısından önceki dönemlerde yapılmış tenkitlere farklı bakış açıları sergilediği tespit edilmiştir. Dolayısıyla eser-rey ihtilafının son dönemine ışık tutacak şekilde telif edilen Gumârî'nin eseri ilmi ve metodik bir tenkitten ziyade daha çok kurgusal iddialar ile polemiklere yöneliktir sonucu elde edilen bulgular neticesinde ifade edilebilir.