Yaklaşık iki asır önce gün yüzüne çıkmaya başlayan ve o çağa dek geçerliğini korumuş olan düşünme alışkanlıklarını peyderpey fesheden radikal gelişmeler bu zamana tarihlenen postmodern felsefenin ürünü olarak beliren tamamlanmamış nesneler kavramsız ve tutarsız fikirler ile belirsiz ve manasız ifadeleri hem idrak hem tahlil hem de tabir etmeyi sağlayabilecek yeni bir yaklaşımın geliştirilmesini zorunlu kılmıştır. Varlık-düşünce-dil arasında cereyan eden ilişkilerin hitabete olan yansımalarını ele alıp bahis konusu soruna bir çözüm arayan bu çalışma Derrida'nın différance hareketine dayanan yapıçözüm yöntemiyle ortaya koyduğu eserlerinden yola çıkarak postmodern felsefenin esasını ve söylemini belirleyen hususları açıklamaya yönelik bir bakış açısı meydana getirmeyi amaçlamaktadır. Ne var ki bunu başarabilmek öncelikle geleneksel ve modern düşünceye temel oluşturmuş olan paradigmaları çöküşe sürükleyen meseleleri ayrıntılı şekilde analiz etmeyi gerektirir. Dolayısıyla karşılaştırmalı yordam eşliğinde hazırlanmış olan bu metin bir felsefî söylem çözümlemesi niteliğindedir.