Soner'in kâbus dolu hayatı doğduğu ilk günden başlamıştır. Hayata bir sıfır yenik başlayan herkes gibi çocukluğunu yaşayamadan bir gence dönüşmüştür. Yıllardır süregelen zorluklar ve çektiği acılar artık yaşamaya devam etmek için bir sebep bulamamasına neden olur. İkinci kez hayatını sonlandırmaya kalkışmak üzereyken doğum gününe ve planladığı ölüm saatine on iki dakika kala Beste'nin ona attığı mesajlar bu planından birkaç günlüğüne vazgeçmesine neden olur. Kendini ertesi gün ve daha sonraki günler de ona yazacağını söyleyen Beste'nin ne yazacağını merak ederken bulur. Beste'nin ona mesaj attığı her gün planını ertesi güne ertelemeye devam eder. Soner birkaç mesajdan ibaret de olsa farkında olmadan kendisine yaşamak için bir sebep bulmuştur.
Öte yandan Beste sınıfın dışlanan çocuğuna attığı mesajların onun gözünde hiçbir önemi olmadığını düşünmektedir. Bilmediği şey ise Soner'in onu daha küçük bir çocukken parkta gördüğü günden beri aklından çıkarmadığıdır.