Fatma mutlu ve huzurlu bir hayat yaşıyordu. İki çocuk annesi olarak güçlü her şeyi kontrol eden sarsılmaz bir kadındı. Ancak bir gün meme kanseri teşhisiyle her şey altüst oldu. O an anladı ki hayat sandığından çok daha kırılgan ve kontrolü imkânsız bir oyundu.
Fatma bu acımasız gerçekle yüzleşirken her şeyi yeniden değerlendirmeye başladı. Ne kadar kaçarsa kaçsın kanser tekrar tekrar kapısını çalıyor hayatını gölgeliyordu. Kaçınılmaz olduğunu düşündüğü bir sonla mücadele ederken bir yandan da hayatın en derin sorularıyla baş başa kaldı: Gerçekten ne önemliydi? Bu oyunun kuralları kimin elindeydi?
Ama Fatma boyun eğmedi. Kaderin iplerini kendi ellerine almak korkunun esiri olmamak için oyundan çıkmaya karar verdi. Artık Azrail'den kaçan değil onunla yüzleşen hatta dans eden bir kadın olacaktı. Her adımını sevgiyle cesaretle ve kendi seçimiyle atmaya kararlıydı. Korkuyu değil hayatı kucaklamaya; koşulları değil kendi yolunu çizmeye hazırdı.
Oyundan Çıkıyorum bir kadının kanserle mücadelesi üzerinden hayatın anlamını ve sınırlarını keşfetme yolculuğunu anlatıyor. Fatma'nın hikâyesi; yaşamın kırılganlığına rağmen gücünü koruyan her anı sevgi ve cesaretle yaşayan bir kadının içsel yolculuğu. Bu kitap ölüm korkusuna inat hayatı tutkuyla kucaklamayı seçen herkes için bir umut ışığı.