Şiirlerinde genellikle felsefî kültürel ve sosyal konuları işleyen Celâl Fedai Suyu Seveni Derin Batırın Irmağa isimli poetik eserinde 'Şiir nedir?' 'Yazmaya nasıl başlanır?' ve 'Niçin şiir yazılır?' suallerine cevaplar verip; şiiri kavrama şiir yazdıkça şiire yaklaşma ve sonra uzaklaşma; hatta zaman zaman şiir yazmayı bırakması sebeplerinden bahsediyor. Hayata ilişkin kavrayışımızı artıran şiiri ve şiiriyeti çok ulvî bir yere koyan Fedai; Ülkü Tamer Necip Fazıl Süreyya Berfe Sezai Karakoç Cahit Zarifoğlu Goethe İsmet Özel Octavio Paz İlhan Berk ve Turgut Uyar gibi birçok şairin eserlerini iktibaslarla tahlil ediyor.
Celâl Fedai'ye göre şiir sadece bir estetik uğraşı değil insanın yeryüzü halleriyle yüzleşmesini sağlayan bir hakikat arayışıdır. Fedai'nin kişisel şiir yolculuğunu ve her seferinde yeniden şiire sarılmasını anlatan bu eser şiirin evrensel gücünü ve şairlerin vazgeçilmez sorumluluğunu hatırlatıyor.
"Şiirin ne amaçla nerede ne zaman mahiyetinin önce bulanıklaştırıldığına sonra da tedricen dinamitlendiğine bakılmalıdır. Şiirde yaşanan süreçlerin insanın dünyada yaşadığı süreçle koşut gittiği bu şekilde görülecektir. Şiirin mahiyetini kaybetmesi insanın mahiyetini kaybetmesiyle doğrudan ilgilidir çünkü. Bugün insan (şiir) mahiyetini kaybediyor."