Basın demokratik bir toplumun oluşması açısından son derece önemlidir. Basının önemini fark eden sadece sivil toplum değildir. Devlet de basının öneminin farkında olduğu için onu kendi güdümüne alacak birtakım finansal araçlar üretmiştir. FETÖ'nün medya üzerindeki etkisi yalnızca yayın politikalarıyla değil sektördeki ve devletin medya kurumlarındaki kadrolaşma faaliyetleri ve güç ilişkileriyle de Türkiye'nin yakın tarihindeki en tartışmalı konular arasında yer almıştır. Bu kitap medya sektöründe FETÖ'nün kurduğu etkin yapının izini sürerken özellikle kritik devlet kurumları üzerindeki etkilerini ayrıntılı bir şekilde ele alıyor.
FETÖ'nün basın imamı olarak bilinen Alaeddin Kaya'nın medya sektöründe sahte tirajlar ve kadrolaşma stratejileriyle kurduğu nüfuz ağı yalnızca basın etiği değil kamu yönetimi ve toplumsal güven açısından da büyük bir sorunu gözler önüne seriyor. Odatv'nin çarpıcı haberlerinden TBMM'deki soru ve araştırma önergelerine kadar geniş bir yelpazede ele alınan olaylar örgütün medya ve kamu kurumlarına sızma stratejilerinin derinliğini ortaya koyuyor. Açıköğretim mezunu hizmetli/müstahdem olarak devlet kurumuna girip yükseltilen eğitimi ve görece liyakati yetersiz kişilerin çok önemli pozisyonlara getirilerek kendilerine sunulan mevki ve makamın bir diyeti olarak kendilerinden istenen bütün taleplere onay verdikleri iddiaları bu kitaba konu olan haberlerde sıklıkla vurgulanmıştır.
Kadrolaşma iddiaları FETÖ'nün kamu kurumlarına nüfuz etme yöntemlerini anlamak açısından çarpıcı bir örnek sunuyor. Medya etiği güç ilişkileri ve toplumsal güvenlik ekseninde düşünenler için çarpıcı bir rehber niteliğinde olan Doç. Dr. Osman Eşidir imzalı bu kitap medya-devlet ilişkilerindeki kırılma noktalarını detaylandırırken aynı zamanda Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutmayı amaçlıyor.