Serinin bu kitabı sömürgeciliğin İran ayağını anlatıyor. Sömürgeci Portekiz Hollanda ve İngiltere önce en önemli geçiş yollarından biri olan Hürmüz Boğazı'na hâkim olmaya çalıştılar.
"Böl ve yönet" taktiğini yine başarıyla uygulayan İngiltere Afgan şehirlerini İran'dan ayırmak için sinsi oyunlar sergiledi. Bu topraklara gönderdiği elçilerini ve casuslarını ustalıkla kullanarak hem Afganistan'ı hem de İran'ı kolaylıkla yönetmek için genellikle kukla vezirlerden yararlandı. Bu iş birlikçi vezirler zayıf şahları diledikleri gibi yönlendirerek ülkelerini emperyalizme açık hâle getirdiler.
Bilhassa İran güneyden İngiltere kuzeyden Rusya'nın sömürgeci müdahalelerine maruz kaldı. İngiltere sömürmekte olduğu Hindistan'ı Rusya'nın müdahalesinden korumak için İran ve Afganistan topraklarını âdeta bir tampon bölge olarak kullandı. 20. yüzyılda İran'a hükmeden Pehlevi hanedanı da bu durumu tersine çeviremedi ve 1979'da İran'da devrim oldu.
Bu kitap dünya siyasetinde "İngiliz aklı"nın nasıl çalıştığını uzun yıllar boyunca İngiltere'nin dünya ülkelerini nasıl bir satranç tahtasına çevirdiğini anlamak isteyenler için çarpıcı örnekler sunuyor.