İslâm dininin yazılı temel kaynaklarından birincisinin Kur'ân'ı Kerîm ikincisinin ise hadîs olduğu istisnalar dikkate alınmazsa ortak aklın ve ilim otoritelerinin kabul ettiği bir gerçektir. İslam dinini anlamanın öncelikli yolu; Allah'ın kitabını Hz. Peygamber'in hadîs ve sünnetini anlamaktır. Hadîsler sayesinde Allah'ın kitabı Hz. Muhammed'in (s.a.v.) hayatı İslam tarihinin ilk dönemi ve o dönemdeki sosyo-kültürel-ekonomik çevre anlaşılmış olacaktır. İslâmî ilimlerin oluşumuna ve gelişimine etki eden hadîslerin güvenilir yollarla öğrenilmesi ve öğretilmesi önemli bir yere sahiptir. Hadîsleri sonraki nesillere aktararak günümüze kadar ulaşmasını sağlayan ve isnâd sisteminin temelini oluşturan râvîlerin hayatları hadîsleri nasıl ve hangi yollarla alıp bizlere ulaştırdıkları ilk dönemlerden beri üzerinde titizlikle çalışılan konular olmuştur. Hadîslerin günümüze kadar sağlıklı yollarla gelip gelmediğini anlamak için; hadîslerin sonraki nesillere nakletme konusunda büyük gayretler gösteren sahâbe tâbiîn ve tebe-i tâbiînin biyografilerini ve hadîs ilmine katkılarını incelemenin önemi ve gerekli olduğu açıkça görülmektedir.