Ödü yarılıyordu Nedamet'in geç kalmaktan. Bir gün
uyanacaktı ki her şey her yer bembeyaz kesilmiş.
Beyaz bir karanlığı kafası almasa da şiddetli bir ürperti
yalıyordu bedenini tepeden tırnağa. Herhalde sis gibi
bir şeydi beyaz karanlık. Nereye baksan sis nereye
baksan duman... Önünü ardını göremediğin bir
duman! Nazlı Ebe'nin eski kocası Abidin de böyle bir
beyaz karanlığın ortasında kaybetmemiş miydi
yolunu? Sisin dumanın ortasında ne yana gideceğini
bilemeden dolanıp durmuş olduğu yerde. Yolunu
kaybetmiş azmış. Dolanırken dolanırken bir suya
düşmüş. Çıkamamış o sudan...