Ahmet Hamdi Tanpınar ödüllü yazarımız Kemalettin Çalık'tan; Akif'in hayatını kaleme alan bu satırlarda bambaşka bir sesle karşılaşacak okur. Yaşadığı dönemin de nabzını tutan satırlara tanıklık edeceğiniz gerilimli coşkulu iniş ve çıkışları olan bir romanla karşı karşıya getiriyor yazar okuyucuyu.
Akif'in gözleri kapalıyken bir faytonla karanlık sokaklar geçilir Akif'i hiç böyle görmemişsinizdir. İzbe kuytu bir evdir geldikleri yer. Bayrak üzerine silah ve kitap vardır üzerine konulan bir el ve yemin töreni... Artık Akif Teşkilatı Mahsusa'dadır. Kalbi vatan millet aşkı ile yanıp tutuşmaktadır. Hafiyelerin takibine uğradığı acılı yıllarda İstanbul onun için yaşanmaz bir yer haline gelmiştir. İstiklal Marşı şairine bunu reva görmüşlerdir. İki sivil hafiye takibinde dergiye geldiğinde iştahı iyice kaçar. Dergi sahibi burada duramayacağını gitmesi gerektiğini söylerken; Akif için zorlu bir dönem bir kere daha başlamıştır.
Ankara Garı'nda Atatürk Akif'i karşılarken artık Kurtuluş Savaşı'nın manevi mimarı gitmiş yerine sürgündeki Akif gelmiştir. Ne değişmiştir neler gitmiştir de Akif'i bir anda gözden düşürmek gibi bir gaflete düşülmüştür; bilen yoktur.
El üstünde tutulan bir Akif ile karşılaşacaksınız romanda. Yazdığı broşür kitapçık haline getirilerek cephelerde dağıtılırken coşan cepheye koşan insanlara ruh timsali olmuş bir şahsiyet... Roman kurgusu ve diliyle insanı alıp sürüklüyor düşündürüyor sorgulatıyor...