"Bir" ile ilgili olan her şey "Mutlak" ile de ilgilidir ve idrakten çok itikadın alanına dâhildir. Bir'in idrak alanına girmesi onun "iki(li)" ve "üç(lü)" yansımalarıyla söz konusu olabilir. Bir olan şeyin eşsiz durumunu idrak kendiliğinden mümkün değildir ama ikili (zıttı veya benzeri) ve üçlü (uzantılı veya tamamlayıcı) yansımalarıyla imkân alanına girer. Zaten akıl varlıkların benzer ve farklı yönlerini karşılaştırarak kavrayan bir şeydir. Her varlığın aklı aşan bir boyutu olduğu gibi sayıların "arka"sındaki "arkhe"yi/"asl"ı (veya metafizik "ilke"yi) kavramaya çalışmak onun "tanrısal mantığı"nı çözmeye çalışmak demektir. Bu kitabın bir amacı da sayıların (özellikle de "bir" "iki" ve "üç"ün) aşkın mantığını anlamaya yöneliktir. İnsanın duyuş düşünüş görüş biliş gibi duyularını ve duyarlılıklarını harekete geçirebilen bir sanat formu olan sinema tüm bu yönleriyle insanın aşkın (dolayısıyla da kutsal) ile bağ kurmasını sağlayabilir. Hem Doğu'da hem Batı'da düşünme biçimlerinden sanat biçimlerine kadar sirayet etmiş üçleme formunun anlamı Perennial/Tradisyonal felsefedeki "Büyük Üçlü" düşüncesiyle ifade edilebilir: Gökyüzü ile Yeryüzü arasında aracı olan ama modern dünyanın Gökyüzü ile bağlarını koparıp Yeryüzüʼne çivilediği İnsanʼın göksel olanla bağ kurmasına imkân sağlayan sanatın insanı tekrar "aşkın alana" çekmek. Ve sinema o aşkınlığı hayata içkin bir şekilde duyumsatabilecek "metafizik" bir sanattır.