Teknolojinin en zirvede olduğu bir dönemde insanlar zenginlik içerisinde yüzüyordu. Fakat bir kısım insan vardı ki; yoksulluk ve sefalet zinciriyle tutsak edilmiş emekleri sömürülmüş ve zenginlerin kölesi durumuna gelmişlerdi. Maddi hırsları ve açgözlülükleriyle körleşmiş bu zengin kesim İmparatorluk Şehri'nde hüküm sürmekteydi. Onlara hizmet eden diğer kesim ise Serphton adı verilen bir cehennemde fabrikaların bekçi köpekleri gibiydiler. Üstelik bu iki şehir birbirinden bir nehirle ayrılmıştı. Fakir ve umutsuz halk ne kadar çabalarsa çabalasın asla zenginleşemiyor ayrıca çocuk sahibi olmaları yasalarla engelleniyordu. İmparatorluk Şehri'nde Mammonizm inancının rahibi ve hali gayet yerinde olan Gerard Staunch annesinden yadigar kalan eski bir kitabın rehberliğinde bu aşağılık inancı sorgulamış ve aydınlanmıştı. Aynı sırada Serphton'da da bir mucize gerçekleşti. Cecil Hughes adında yaşlı ve felç bir adam ilginç bir şekilde iyileşerek yürüyüp konuşmaya başlamıştı. Bu iki insanın bir araya gelmesi birçok şeyi değiştirecek ve umutsuz halkın bu karanlık kabustan uyanmasına yardımcı olacaktı. Ancak unuttukları bir şey vardı: Mammonizm; zenginliği kutsayan ve insanları maddiyat için hırslandıran bir inançtı. Her türlü kötülüğü ve zalimliği yapmaya kadirdi. Mammon bu dünyanın tanrısıydı.