Uzun yıllar süren devlet hizmetinin ardından bir pencerenin ardında düşüncelere dalmış bir adam... Benim Penceremden yalnızca bir bireyin değil bir dönemin ve bir sistemin hikâyesini anlatıyor.
Bu kitap bir emekli devlet memurunun anılarıyla Türkiye'nin değişen siyasi atmosferinde bürokrasinin nasıl şekillendiğini gözler önüne seriyor. Liyakatin yerini kayırmacılığın aldığı ideallerin politik çekişmeler arasında eridiği bir sistemde görev bilinciyle çalışan bir memurun tanıklık ettiği olaylar düşündürücü ve zaman zaman hüzünlü bir dille okuyucuya sunuluyor.
Sadece anılar değil yazarın iç dünyasını yansıtan şiirler de bu kitabın sayfalarında yerini buluyor. Kimi zaman bir masanın başında kimi zaman bir pencere kenarında kaleme alınmış bu dizeler devletin ağır kapılarının ardında saklı duyguları kaygıları ve umutları gün yüzüne çıkarıyor.
Benim Penceremden sadece bir yaşam öyküsü değil geçmişten günümüze uzanan bir sorgulama bir vicdan muhasebesi.
Bir pencere aralığından ülkenin ruhuna açılan bir kapı