Levinas'ın 1930 yılında Strasbourg Üniversitesinde savunduğu doktora tezi olan bu kitap Fransa'da yayımlandığı sırada Husserl fenomenolojisi neredeyse hiç tanınmamaktadır. Bu bakımdan fenomenolojinin Fransa'daki temellerini attığını söylemek yanlış olmayacaktır. Ayrıca Husserl'i öğrencisi Heidegger üzerinden yorumlayan Levinas bu yolla yalnızca
Husserl'i değil Heidegger'i de tanıtmıştır.
Bugün hâlâ fenomenolojiye özellikle Husserl fenomenolojisine giriş için önemli bir kaynak olarak gösterilen bu kitap Fransız fenomenolojisinin tarihsel gelişimini kavramak Husserl fenomenolojisinin temel kavramlarıyla tanışmak ve Heidegger'in bu fenomenolojiye getirdiği yenilikleri anlamak için iyi bir rehber olduğu kadar Levinas'ın kendi felsefesinin kurucu unsurları hakkında ipuçları vermesi açısından da önemlidir.