Alelade bir şubat sabahının işe gidiş saatlerinde İstanbul'un sekiz ayrı köşesinden sekiz ayrı kişinin hikâyesi. Akıp giden hayatın bir anında sekiz ayrı insan.
Murat Akgöz bu ilk öykü kitabında okuru karakterlerin birbirine benzer tutkuları düşleri ve korkuları arasında gezdirerek günümüzün bir sınıf panoramasını çiziyor.
"Hepsi kendi balçığı içinde belki ve sıyrılmaya çalışan birer damlalar. Atölye içine atılan her bir adım çarşaf gibi denir ya dümdüz bir suya düşen damlalar olup dalgacıklar oluşturuyor. Adımlar arttıkça dalgalar çoğalıyor birbirlerine karışıyor giderek bir karmaşa hâkim oluyor atölyeye. Artık durgun değil bu su çalkalanıyor. Bu çalkalanışın içine karışıyor Elif de. Herkes gibi hep beraber yaşayıp gidiyor. Ah be Elif bir bilsen bir bilseniz bu su kütlesi bütün balçığı temizler aslında."