İnsan ölümle tanıştığı anda mı gerçekten var olur? Yoksa varoluş geçmişin aynasında yansıyan bir gölge midir?
"insanlık hâli" mitolojik öğeler felsefi derinlik ve edebi incelikle dokunmuş öykülerden oluşan bir anlatı. Ölümün ve varoluşun kaçınılmaz döngüsünde kaybolan karakterler insan olmanın sınırlarını sorguluyor. Kimi zaman bir kervanın izinde kimi zaman köhne bir köyde bazen bir aynanın karşısında bazen de karanlık bir çukurda Her hikâye insanın kendini arayışına dair farklı bir kapı aralıyor.
Berkay Şanda güçlü anlatımı ve metaforlarla örülü diliyle insanın iç dünyasında derin izler bırakacak bir eser sunuyor. " insanlık hâli " edebiyatın sınırlarını aşarak okuru varoluşun en uç noktalarına doğru bir yolculuğa davet ediyor.
Peki ya siz hangi yansımanıza inanıyorsunuz?