Cânım kâri insan bazen bu dünyanın içinde kaybolup gidiyor. Öyle bir kaptırıyor ki kendini ne etrafta olanları görüyor ne sesleri duyuyor ne de hissedebiliyor. Sadece bir rutinin ve alışmışlığın içinde hırpalanıp duruyor. Yani yaşıyor ama yine de ölen bir şeyler var.
İnsan bazen görünmemek istiyor sessiz sedasız yaşayıp gitmek istiyor. Öyle birden aniden kimsenin görmediği biri hâline gelmek istiyor. Ama pek mümkün değil bu. Ve biliyorum görünmemek canını yakıyor insanın.
Peki böyleleri yok mu? Her an etrafımızda olan ama bizim görmediğimiz insanlar? Hep yanı başımızda duran ama varlığını bile fark etmediklerimiz? Biz görmüyoruz belki ama onlar yine de var. Görünmez insanlardan bahsediyorum yani.
Bu hikâye biraz da onların hikâyesi; her an etrafımızda olan ama bizim görmediğimiz "hiç kimselerin" hikâyesi.