Sesini akıl mantık ve argümanlarda bulan felsefi düşünce başlangıcını sessiz bir histe bulur: Hayret şüphe merak bulantı dehşet arzu... Düşünce aynı zamanda kendisini başlamaya iten bu hissi anlamlandırma çabasıdır. Düşünmenin bu anlamlandırma çabalarını metafizikten etiğe epistemolojiden siyasete ve tragedyadan tarihe çeşitli alanlarda izleyen bu felsefeye giriş kitabı felsefi düşüncenin bazı emsal figürlerini çizmektedir. Ansiklopedik veya karikatürel türlerden farklı olarak bu kitap felsefe yapmak ve yapılmış felsefeyi aktarmak arasında keskin bir ayrım yapmaz; felsefenin ne olduğunu tam olarak bildiğimizi varsaymaz. Felsefeyi etiketli düşüncelerin mümkün mertebe uzağında üzerine düşünmeden üzerinde düşünebildiğimiz bir yerde konumlandırır. Felsefi meselelere ederini veren deneme şudur: Birey dediğimiz mekânı ören sayısız ve sahipsiz seslerde herkesin ve hiçkimsenin kesiştiği yerde kendi sesini bulabilmek.