Mür yağı Hıristiyan geleneğinde Hz. Îsâ'ya sonsuz saygı sevgi ve sadâkat gösteren; ona içtenlikle cesâretle kararlılıkla hizmet eden kadınların da tanıtıcı bir özelliği olmuş ve bu özel kadınlar Kilise tarafından Mür Taşıyan Kadınlar övgüsüyle isimlendirilmişlerdir.
Mecdelli Meryem; İslâmî gelenekte büyük öneme sahip sadâkat ve güçlü muhabbetin yaşadığı dönem itibariyle kendisinde toplandığı bir kadındır. Çünkü o devrinin peygamberi olan Hz. Îsâ'yı tanıdıktan sonra geçmişine arkasına hiç bakmamış bütün sevgisini ilgisini aşkını güçlü bir tutkuyla Hz. Îsâ üzerinde yoğunlaştırmış ve çarmıh sürecine kadar geçen üç yıl boyunca -on üçüncü havârî olarak- her zaman onun yanında hizmetinde bulunmuştur. Mecdelli Meryem bütün bu süreçte tutkunun yalnızca Allah'tan geldiğini ve iyi bir kul/insan olmanın türlü fedakârlıklar gerektirdiğini Hz. Îsâ'nın hikmetli sözlerine muhatâp kılınarak öğrenmiştir. Her türlü zor ve tehlikeli şarta rağmen Hz. Îsâ'nın çarmıha gerildiği Golgota tepesinden ayrılmamış onun çektiği çileyi/acıyı çarmıhının altında bekleyerek aynen yaşamıştır. Hattâ Hz. Îsâ'nın çarmıhtan indirilen bedeni lahide/mezara konulduğunda mür yağı hazırlamış mezara giderek onun bedenine bu yağı sürmeyi kararlaştırmıştır. Ama gittiğinde lahdin kapağının açılmış ve içerisinin de boş olduğunu görmüştür. Büyük bir heyecanla ve şaşkınlıkla Hz. Îsâ'yı ararken sonunda onu lahdin yanındaki bahçede/çalılıkta kendisine seslenirken bulmuştur. Böylece Mecdelli Meryem Hz. Îsâ'ya olan derin aşk ve bağlılığının ödülünü onun çarmıhta ölmediğini gören ilk kişi olarak almıştır. Artık o mür taşıyan kadından; mür kokulu kadına dönüşmüştür.
Mecdelli Meryem; İslâm ahlâkında en güzel nitelikler olarak sayılan samîmî tevbenin karşılıksız hizmetin gönülden sevmenin korkusuz sadâkatin fedâkâr îmânın ve tutkulu muhabbetin bir örneği hâlinde geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da her meşrepten hakîkat arayıcılarına ışık olmaya yol göstermeye devam edecektir.