Dere sesinin hışırtısı iki kilometre yukarıda bulunan köyden rahatlıkla duyuluyordu. Vakit geceyi çoktan aşmış güneşin doğmasına az kalmıştı. Osman cebinden tütün tabakasını çıkarıp bir sigara daha yaktı. Bir müddet daha su sesini dinlemeye devam etti. Havada parlayan yıldızların vermiş olduğu ferahlık insanın içini okşuyordu. Böceklerin zırıltısı ahenkli bir müzik gibi insanın kulağını okşuyor en ufak bir rahatsızlık vermiyordu. Sıkıntıdan bir türlü yatamamıştı. Bu yıl fındık ve mahsüller yeterli bir gelir bırakmamış meyve ve sebze de yeteri kadar olmamıştı. Uzun zamandır böylesine kurak geçen bir dönem olmamıştı. Çimenden doğrulup evine girdi. Gaz lambasını kendi odasına girmeden önce söndürdü. Odasına girmekten vazgeçip evin holündeki divanın üzerine uzandı. Yatamıyordu bir türlü...Dün konuşulanları bir türlü aklından çıkaramıyordu.