Osmanlı Devleti'nin başkenti İstanbul stratejik durumu ve jeopolitik konumu gereği tarih boyunca her zaman hedef şehir olmuştur. İstanbul çeşitli kavimlerce defalarca kuşatılmış ve istilalara sahne olmuştur. İktisadi ve siyasi rekabetin arttığı 20. Yüzyıl'da İtilaf Devletleri İstanbul'u elde etmek için planlar yapmışlardır. Bu anlamda Rusya sıcak denizlere inmek için 18. Yüzyıl'dan beri evinin kapısı gördüğü Boğazlara ve İstanbul'a sahip olmak istemektedir ve bunu I. Dünya Savaşı sırasında müttefiklerine kabul ettirmiştir. İngiltere'nin Bahriye Nazırı W. Churchill Çanakkale Cephesi'nin fikir mimarıdır. İtilaf Donanması'nın bir ay içerisinde İstanbul'a ulaşacağını hesap etmektedir. Fransa'nın politikasını Napolyon özetlemiştir: "İstanbul'a hakim olan dünyaya hükmedecektir." Fransa Devleti en az İngiltere kadar İstanbul ile ilgilenmiştir. Almanya ise "Drang Nach Osten-Doğuya Doğru" politikasıyla Osmanlı Devleti'nin başkenti İstanbul ile ilişkilerini artırmıştır.
İtilaf Devletleri İstanbul'u ele geçirmek için ellerinde bulunan tüm imkanları sivil ve askeri hedeflere karşı kullanmışlardır. Savaş boyunca İstanbul havadan uçaklarla denizden İtilaf donanmasına ait denizaltılarla bombalanmıştır. Bilinenin aksine değişik vasıtalarla Çanakkale Boğazı geçilmiştir.