Daha kitabın başında içindekiler bölümünü ifade eden iki kelimeyi görünce alışılmışın dışında bir kitabı elime aldığımı fark ettim: "Gözetleme Noktaları". Hayatın bir içağacı olması fikri bende 'neden olmasın' duygusu uyandırdı. Bir içağacım olduğunu bildiğim için daha umutlu olduğumu söyleyebilirim artık.
"Dahasını söyleyeyim mi Beyefendi aslında konuştuğumuz filan da yok; düpedüz açık açık çığlık çığlığayız" ne kadar da bizi anlatan bir cümle demekten kendimi alamadım tıpkı "Yoğun ağır bir zaman: saniyesini taşımak bile belini büküyor insanın ..." gibi.
Yine "Tersinden okunan sessiz bir ve düşüncesiyle yürüdüm otobüs durağına doğru"yla muzip bir gülümseme yayıldı ortalığa derken "insanın gerçek yüzü ancak kesin anlarda çıkar ortaya" diyerek adeta ciddiyetle devam edin deyivermiş gibi hissettim. "Kokusunu alabiliyor muyuz acının?" sorusuna gözler önünde olanları göremiyoruz ki dedim içimden. / Ayşegül Toprak