Ünlü yazar Montaigne konuşma sanatıyla ilgili olarak:
"Benim sevdiğim konuşma düpedüz içten gelen tatlı büyülü sıkı ve kısa kesen bir konuşmadır. Güç olsun zararı yok; ama sıkıcı olmasın; süsten özentiden kaçsın; düzensiz gelişigüzel ve korkmadan yürüsün. Dileyen onu istediği tatla yesin." diyor.
Ve yine ünlü yazarımız Nurullah Ataç: "Kendimizdeki konuşma gücümüzü terbiye etmeliyiz. Yanına bir çok kişiyi toplamasını kendini onlara zevkle dinletmesini bilen kişilerin haline imreniyorum" diyerek konuşmanın insanoğlu için ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.
Peki ya yazı!.. O da konuşmanın yazıya geçirilmiş biçimi değil midir? Kim şiir mektup öykü roman ... yazmak istemez.
Tüm bunları gerçekleştirmek zor değil. Konuşmada "dil"in yazma da "kalem"in ustalığı gerekir. Bunlarla ilgili ayrıntı da bu kitapta var.
Ustalığa erişme çaba ve sabır ister.
Bu eser en büyük yol göstericiniz olacaktır.