Modern Cumhuriyet'in seksenini aşmış ve devirmiş olgun döneminde bile halk katında gelişen dinsellikle seçkinler arasında rağbet bulan dinselliğin zaman zaman gerçekleştirilen mübadele ve müdahalelerle şekillendirildiğine ilişkin kanaat neredeyse tamdır. Bu nedenle genel olarak tek partili ve çok partili hayat dönemlerini esas kabul etmek üzere başta İstiklal Mahkemeleri Takrir-i Sükun dönemi ve farklı gerekçelendirmelerle tanımlanan bir dizi müdahalenin (27 Mayıs 1960 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980) son olarak da 28 Şubat 1997'de gerçekleştirilen uzun soluklu olacağı daha baştan anlaşılan bir inisiyatif kullanımının Türkiye'de dini hayatı ne yönde etkilediği ve ortaya çıkan sonuçların tipik bir dindarın maneviyatını nasıl biçimlendirdiğini ele almak ve incelemek gerekir. Bu çalışma söz konusu etkiyi müdahalecilerin öngörü ve uygulamalarından hareketle ele almaya çalışan bir ilk olma iddiası taşımaktadır. Bu çalışmada modern Türkiye'de din politikaları ara dönemler üzerinden tartışılmaktadır. Modernleşmenin özünde gündelik hayatı tanzim etmenin yanı sıra araçsal öğe olarak dinin de maneviyatın dünyevileştirilmesine ilişkin her düzeydeki girişimle tek taraflı ve tek boyutlu olarak yüzleştirilmesi söz konusudur. Daha başından itibaren Türk modernleşmesinde de bir din olarak İslam'ın gündelik hayatın yeniden tanzimiyle birlikte nasıl bir statüye kavuşturulacağı sürekli tartışılmıştır. Ara dönem din politikalarında araştırmanın merkezinde devletin yönelimleri yer almaktadır.