Ozan-bireyin toplumla olan bağından doğayla beslenerek kadavra kalkıp yürüyor! Hudey hudey! Parça tümünü arıyor. Arayış yeniden yeniden kurgulandırır. Yalınçtan karmaşığa doğru. Ben-biz Şey-şeyler Kim-kimseler vb gibi. Şairde göstereni sözcük işleklik ve kıvraklığı yaratabilen o zihin nitelikli bir gözlemin meyvesinin öncesini taşıyacaktır. Kimi özel sözcüklerle özel durumlar yaratmak doğanın kır tanrısının tende cızırdayan tinini yaşamla sınanmaktan kaynaklanıyor. Teninle soluğunla sınıyorsun. Zira Akbaba (Sistem) dayatıyor: Suya çiziktiri zor çiçeklenişi yürümek..Parçalanmışlığın yüksek biçem arayışındaki müziği zaman kumaşından biçilmiştir. Evrenin merkezi parçanın bilincidir. O her şeyden önce belirlenmiş bir yokoluşun kendinde varoluşsal görüngüsüdür..