O Allah'ın insanlara dünya ve ahiret hayatlarını 'esenlik yurdu' (Yunus 10:25) kılacak yolu göstermek için gönderdiği elçilerinin sonuncusu Hz. Muhammed (s)'den başkası değildi. Söz konusu olay ise O'nun Allah'ın elçisi olarak seçildiğini bildiren ve böylelikle insanlara mutlak hakikâtleri bildirme sürecini başlatan vahiyle ilk defa muhatap oluşuydu. Bu olayı yani ilk vahyin gelişini takiben kıyamete kadar ki zaman içerisinde yaşayacak bütün insanlar için gerçek mutluluğun adaletin huzurun güvenin iyiliğin güzelliğin... yolunu gösterecek ilâhî bilgiler yirmi yılı aşkın süreyle vahyolundu. Vahyolunan her ayetle bireysel ve toplumsal hayatın olması gereken en mükemmel şekli en güzel muhtevası bildirildi açıklandı gösterildi. Vahyolunan ayetler ve o ayetlerin oluşturduğu Kur'an önce elçisini eğitip yetiştirdi. O'nun ilâhî talimatlarıyla mükemmelleşen ve tüm insanlık için en güzel model haline gelen uygulamaları ve yaşantısı ise ilâhî bilginin pratiğe aktarılışı olarak anlam kazandı. Böylelikle insanlığa sunulan dosdoğru ve en güzel hayat tarzı teorik esaslar halinde insanlara bildirilen bir bilgi yığını olmaktan çıktı; ilâhî bilgi O'nun şahsında en mükemmel modelini buldu; insanlık O'nun şahsında bir insanın ulaşabileceği en mükemmel aşamaya erişti.