12 Eylül1980 askerî darbesi sonrasında başlayan tarih araştırmaları ve tartışmaları furyası günümüzde de devam ediyor. 1980 sonrası her siyasî fikrî ve toplumsal hareket kendisini resmî tarih ve ideoloji ile hesaplaşmaya veya en azından mesafe tayin etmeye mecbur addetmeye başladı. Ancak bu tartışmalar çok verimli neticeler doğurmadı. Hatta provakatif üslûpları ve çapaçul bakışlarıyla bu tartışmalar resmî tarih ve ideolojinin yeniden üretimine katkıda bulundular. Böylece tarihin bir "inanç alanı" olduğu kabulü değişmedi. Bu kabul değişmeyince de tarih araştırmalarının bir önemi kalmıyordu. Tuttuğu takıma uygun bir tarih anlayışı şeması taraftara yetiyordu...
Elbette bu yaygın anlayışın dışında tarihçiler ve tarih çalışmalarından bahsetmek de mümkün. Elinizdeki kitap bu tür çalışmalarda bir öncü hüviyetiyle temayüz eden Mete Tunçay'ın önemli makalelerinin derlemesinden oluşuyor. Tek Parti Yönetimi'nin Kurulması (1923-1931) adlı kitabıyla tek parti dönemi araştırmaları hakkında yeni bir çığır açan Tunçay'ın Eleştirel Tarih Yazıları kitabı da bu vadiyi derinleştiriyor. Her biri konusunda klasikleşen bu makaleler siyasî tarihteki süreklilik ve kopuşları siyaset ve sosyal bilimlerin kavram ve yaklaşımlarıyla ama muhakkak ziyadesiyle malzeme kullanarak yapıyor.
Bu hâliyle Eleştirel Tarih Yazıları Tunçay'ın açtığı yoldan gelecek tarihçiler için hesaplaşılması ve aşılması gereken bir düzey ortaya koyuyor. Bu düzey Türkiye'deki tarih anlayışının değişmesinin somut tezahürlerinden birini ifade ediyor. Bugün tarih merakı 1980'lerden daha verimli sonuçlar doğuruyor ve "inanç alanları" dışında müzakere edilebilir bir tarihten bahsedebiliyorsak buraya Mete Tunçay'ın çalışmalarının açtığı yoldan geldiğimizi de teslim etmeliyiz.
Murat Yılmaz
Dr Siyaset Bilimci