Sıradan bir gözlemci bile Osmanlı topraklarında Saraybosna'dan Şam'a kadar herkesin kahveyi aynı tür fincanlarla içtiğini konuklarını halılarla ve minderlerle kaplı sedirlerde ağırladığını fark edebilir. Osmanlı toplumu birçok unsuruyla bir uyum yakalamıştır maddi kültür de buna dahildir. Bu ortak maddi kültür imparatorluğun hayret verici derecedeki tutarlı toplumsal yapısını ortaya çıkaran etmenlerden biri sayılabilir. Üstelik maddi kültürde meydana gelen ağır ve bu yüzden de çok görünmeyen değişimin Osmanlı tebaası üzerindeki etkisi kısa vadeli ve "patırtılı" siyasi çatışmalardan daha derin olmuştur. Osmanlıların modernliğe geçiş süreçleri pek çok kişinin gündelik yaşamında meydana gelen çok sayıda değişimden destek almıştır. Ayrıca 16. yüzyıldan itibaren kentli nüfusun yaşam tarzlarında farklılaşma ve gelişme daha da görünür olmuştur. İnsanlar yemekten keyif almak ve evlerini düzenlemek için yeni yollar bulmuşlardır.
Osmanlı maddi kültürü son yirmi otuz yıldır kamuoyunun gitgide daha fazla ilgisini çekmeye başladı. Sadece uzmanlar değil devraldıkları kültür mirasından artık daha fazla gurur duymaya başlayan kent sakinleri de Osmanlı mutfağı ve sivil mimarisine değer veriyorlar. Hal böyleyken bile bu konularda ciddi araştırmalar yavaş ilerliyor. Bu kitabın amacı bugüne kadar yapılan araştırmaların hangi yolları izlediğini göstermek kullanılmamış ya da yeterince değerlendirilmemiş birincil kaynaklara işaret etmek ve böylelikle Osmanlı tarihinin bu önemli unsurunu daha iyi anlamamızı sağlamaktır. Soframız Nur Hanemiz Mamur Türkiye'den ve Fransa Almanya ve Polonya gibi Avrupa ülkelerinden araştırmacıların yazdığı on dört makaleyi bir araya getiriyor. Bu makaleler maddi kültürün iki temel konusunu bir yandan yiyecek ve içeceği diğer yandan da barınakları irdeliyor.