Kendini yaratabilmen için önce yıkıp ortadan kaldırman gerekir.
Tıpkı romanın kahramanı Voss gibi..Avustralya kıtasına ilk kez yapılan zorlu keşif yolculuğunun bu Alman kaşifi aşka köle yüreği onu kendini tanrı gibi hissetmeye kadar götüren kibiriyle insanüstü bir kişilik sergiliyor.
Avustralya'nın vahşi doğası ve uzayıp giden çölleri yüreğindeki asıl çölü ortaya çıkarıyor ve onun kişiliğini hayata bakışını yeniden şekillendiriyor. Onunla aynı kaderi paylaşan arkadaşları ve tabii ki aşkı Laura da benzer bir ateşten gömleği giyiyor. Birbirlerini sadece birkaç kez görmelerine rağmen öylesine güçlü bir duyguyla bağlanıyorlar ki zaman zaman Laura Voss'un kılavuzu Voss da Laura'nın yalnızlıkla örülmüş yaşantısının tek umudu oluyor..