Alışılmış yöntemleri izleyerek bir tanım yapma zorunluluğumuz varsa öncelikle aşkın tanımını yapmamız gerekir ve bu tanımlama kitabın başından sonuna kadar devam edebilir. Aşkın ne olup-olmadığını açıklayan o kadar çok tasvir var ki bunların içinde kayıplara karışmanız bile mümkün. Klasik giriş olarak aşk buna göre şudur diğerine göre budur öteki ise şöyle demiştir diyerek aşkı sınırlamak; ünlü veya ünlü olmayan kişilerin kıstaslarına göre insanları yönlendirmek aşk herşeydir ve bununla birlikte hiçbir şeydir deyip işin kolayına kaçmak; belirsizliğe neden olmak bize göre çok da doğru değil. Aşkın herkes tarafından kabul edilebilecek bir tarifi yok çünkü. Her birey kendi çapına göre bir tanım yapmalı ve doğrusuyla yanlışıyla aşkını yaşamalı. Bizim tanımlamamız ise şöyledir: Aşk acıdır ve hemen tepesinde nefret denilen keskin bir bıçak vardır. Aşkın bir üst katında nefter oturur.