Yolcu Ateşte Yanmak ile Yol Yanmaz
Divriği kalesinden Arguvan dağlarından koparılıp prangalar altında yollara sürüldüler. Balkan dağlarında Bosna'da Dalmaçya'da Kuzey İtalya'da uzun ve sancılı gurbetler yaşadılar. Güney Fransa'da Montsegur efsanesini yazdılar. Katolik Haçlı Ordularına ve Engizisyon cellatlarına karşı ödünsüz direnişin semboli olarak insanlığa mal oldular.
Aleviler acıyı yaşarken tarihi değiştirdiler...
Tarihin en alçak soykırımına karşı koydular. Bizans ordularını sayısız kereler mağlup ettiler. Anadolu'yu bir uçtan bir uca geçecek İstanbul kapılarına dayandılar.Tüm zamanların en soylu direnişini gerçekleştirip Aleviliğin hafızasına kazındılar. Halkın dilinde destan oldular.
Divriği'de devlet kurdular. Bir deprem sonucu başkebtleri yıkıldı. Yıkıntılar arasındaki çaresiz halk hunharca kılıçtan geçirildi. Yenildiler dağıldılar. Sürgünler ve yangınlar ortasında acılarla örülmüş yüzyıllar yaşadılar.
Toplandılar yeniden güç haline geldiler. Haçlı ordularını ardarda perişan ederek Anadolu'yu Katolik istilasından kurtardılar. Osmanlı'yı Batı Anadolu'yu ve Balkanları altın bir tepsi içinde sundular. Onlara dünya imparatorluğuna giden yolda rehberlik ettiler.
Bunların hepsi geride kaldı. Anadolu'nun kadim halkı Aleviler şimdi kendi yurtlarının yabancıları oldular. İnaçları işgal edildi geçmişleri yağmalandı. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için asıl kimliklerini saklamak zorunda kaldılar. İnkar üzerlerine yapışıp kaldı.
Dün söylenmediği için bugün unutulan şimdi yazılmasa yarın kaybolacak olan tarumar edilmiş bir Alevi tarihi var...