Ortadoğu'yu kontrol altına almanın ikinci ayağı olan İran ve Suriye'yi işgal planını devreye sokan ABD böylelikle Irak işgali öncesinde uygulamaya koyduğu ve başaramadığı "Türkiye'yi İslam dünyasında yalnız bırakma" politikasını yeniden masaya koyuyor.
Dikkat edilirse ABD'nin İran ve Suriye'ye yönelik bütün kışkırtıcı ve tehdit edici davranış ve söylemleri Türkiye'yi kendisi ile ortak hareket etmeye zorlamak üzerine bina edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve hükümetinin karşı direnişleri ne kadar etkili olur bunu tarih kaydedecektir. Türkiye eğer planlanan bu işgal savaşında ABD'nin yanında aktif olarak yer alırsa İslam dünyasında tamamen yalnızlığa itilecektir. İslam dünyası ile bağları koparılan Türkiye ise ne AB ne de ABD karşısında artık kayda değer bir güç değildir. Böylece Türkiye'nin açık sömürge haline getirilmesi veya parçalanması daha da kolaylaşacaktır.
Soğuk Savaş sonrası dış politikasını saldırganlık parametreleri üzerine bina eden ABD yeryüzünün orta kuşağını oluşturan İslam coğrafyasını kontrol ederek tek yanlı bir küresel sistem inşasına girişti. Çeyrek yüzyıldır cephe savaşı politikası ile saldırganlığını daha ileri boyutlara taşıyan ABD enerji kaynakları ve deniz ticaret yollarına hakim olma silahsızlandırma ve terörle savaş politikaları ile küresel hegemonya hedefine ulaşmaya çalışıyor. Bunun için öncelikle Müslüman dünyanın oluşturduğu muhalif duruşu kırmayı planlıyor. ABD ve müttefiklerinin hedef tahtasında şimdi de İran ve Suriye var. Erdal Şimşek 'Kod Adı: Pegasus'ta ABD ve müttefiklerinin İran ve Suriye'ye yönelik saldırı planlarının şifrelerini karşılaştırmalı olarak çözmeye çalışıyor ABD (bölgemizdeki) İsrail Suriye ve İran'ın savunma güçlerinin detaylı olarak yer aldığı bu çalışmada muhtemel savaş senaryoları ve sonuçları hakkında onlarca kaynaktan derlediği verileri okuruyla paylaşıyor. Şimşek'in çalışması muhtemel savaş ile ilgili kuşku ve sorulara cevap arıyor.
İbrahim Karagül