Mezopotamya geçmişimizde organik bir yere sahiptir. Aynı nedenlerle çocukları babalarıyla nehirleri de kaynaklarıyla açıklayan tarih ve genetik anlayışına göre onlara kadar gitmeden sadece Eski Yunan ya da İsrailoğullarına kadar ilerleyip orada kalırsak geçmişimizi kesinlikle anlayamayız. İşte bu yüzden Asur bilimi kafasını bu işle bozmuş bir avuç bilim adamının uğraşı olarak kabul edilemez. Aksine tıpkı "klasik" tarih gibi ya da Kutsal Kitap tarihi gibi tamamlayıp açıkladığı büyük tarihlerden biri gibi algılanmalıdır...
Jean Bottéro yazıyı keşfederek tarihi karanlıktan çıkaran Mezopotamyalılar hakkında günümüze kadar edinilebilmiş bilgileri değerlendirirken aynı zamanda bu bilgilere ilişkin açıklayıcı çözümlemelerde bulunuyor; "atalarımız" diye nitelediği Mezopotamyalıların kendilerini ve dünyayı kavrayış biçimlerinde Batı'nın doğuşunu görüyor. Bottéro Asur biliminin günümüzdeki durumundan o dönemi anlayabilmek için kaçınılmaz tarihsel bilgilere yazının oluşma koşullarına yazı sonrasında zihniyetlerin değişimine kadar işlenen konularda örtük olarak hep "Batı düşünüş tarzının" oluşumuna gönderme yapıyor.