Temelini Kuran ve sünnetin oluşturduğu 'hakiki bilgi' insanlık için vazgeçilmez bir erdemdir. İslam medeniyeti bu bilgiyi insan ve toplumla buluşturduğu sürece varlığını ve etkinliğini hissettirmiştir. İnsanlığı layık olduğu haysiyet ve şerefine yaraşır bir biçimde dönüştürmeyi hedef alan İslam dini Peygamber (a.s.)'ın dünya görüşü demek olan Sünnet'in topluma doğru aktarılması sayesinde bu hedefini gerçekleştirme imkanı bulmuştur. Zira Sünnet geçmişte yaşanmış gelecekte de yaşanacak olan Kuran'dır Kuran'ın topluma yansımasıdır. Bu bağlamda hedefi ideal insan ve toplum olan ve aynı zamanda İslam kültürünün temel referansı konumundaki Sünnet'in doğru anlaşılması ve her dem dinamik bir yapı olarak güncelliğini koruması asla ihmal edilmemesi gereken bir olgudur.
Bu eser kültürel ve toplumsal hayatımızı yakından ilgilendiren üç temel konuya ışık tutmayı amaçlamaktadır. Yazar bu konuların ilkinde Sünnet'e hangi ana olgular çerçevesinde yaklaşılması gerektiği; ikincisinde kültürler ve toplumlar arası ilişkilerde önümüzü aydınlatan olmazsa olmazlarımızın neler olacağı ve son olarak da komşusu açken tok yatmama erdeminin insanlığa nasıl kazandırılacağı üzerinde yoğunlaşan fikirler yumağına katkıda bulunma arzusundadır..