Afrika'yı talan eden sömürgeci güçler en çok bu büyük kıtanın kimliğini tahrip ettiler. Bu güçler insanlık tarihinin en eski yurtlarından biri olan bu yaşlı kıtayı terk ederken geriye "İngiliz Afrikası" "Fransız Afrikası" gibi kavramlar bıraktılar. Sömürgeciliği çağrıştıran bu tanımlamalar Afrika'nın kültürel ve tarihi birikiminin nasıl tahrip edildiğinin birer işareti olarak literatüre geçti. Oysa Osmanlı Afrikası siyasi olduğu kadar kültürel bir coğrafyayı da tanımlar ve Osmanlının askeri gücünün ötesine taşan bir etki alanına gönderme yapar. Bu çalışma sömürgecilikle ilişkilendirilemeyecek olan Osmanlı Afrikası'nın kıyılarındaki bir sultanlığın Zengibar'ın öyküsünü anlatıyor.