Günlerimi gecelerime katan ve her anımı bana zindan eden benliğim de susmuştu artık çünkü o da mutluydu benim mutluluğumla. Benim yakaladığımı bu huzur ona da huzur katmıştı. Beynimin içindeki gürültüden eser yoktu. O acımasız gürültü yerini çok hoş bir melodiye bırakmıştı. Son bir itirafla gelen ve elleri kenetleyen melodinin sarhoşluğu ile uykuya daldım.
Ve artık bir Ben vardım.
Bu kitapta
Doyumsuzluklar vadisinin ortasında çadır kurmuş kendi ruhu içinde çelişki ile sağa sola savrulan aydınlık günlerin sonunda hep en koyu karanlık karanlıklarla yüzleşen ve "içimde başka bir ben var" diyerek kendini şizofren zanneden bir insanın her gün değişkenlik gösteren ruh hallerini okurken herkes kendisinden bir parça bulmaya hazırlansın. Aşkı ve sevgiyi sonuna kadara yaşamış dostluk ve arkadaşlık kelimelerinin anlamlarını birbirinden ayırmayı görev sanmış nefret ile öfke duygularını zorunlu kalmadığı sürece hiç tatmamış bu insanın farkında olmadan hayatını dile getirdiği bu kitapta aşkı dostluğu coşkuyu özlemi kararsızlığı yalnızlığı karmaşayı ve ayrılığı bulacaksınız. Hayatın içindeki sorularla boğuşurken bundan zevk alan ve yaşadığı her olaydan sonra kaleme sarılan bu çiçeği burnunda yazarın şizofren kelimelerini okurken hayal dünyanızın derinliklerine doğru bir yolculuğa hazırlanın.