Dünyaya iftira etmekle meşhur olan ve kendi kuşağının en önemli entelektüel figürleri arasında yer alan Cioran azizlerin ve mistiklerin gölgesinde soluklandıktan sonra insandan kaçan bir depresyon düşkününe dönüşmüştür.
Çağına hakim olan dekadansın tinselliğine ilişkin yorumları metafizik esinleriyle selamlayan Cioran doğmuş olmaktan varoluşa ölüme ve teolojiye uzanan geniş felsefi sorun alanlarını tamamen nihilist kuşkucu ancak dikkatli ve düşünceli bir tavırla ele alır.
Göçmen sürgün ve vatansız Cioran'ın aynı zamanda paradoksal ve irrasyonel bakış açısıyla ördüğü felsefi kodların izini süren bu çalışma onun bilinmeyen yüzünü açığa çıkarmayı amaçlarken bir sevgisizlik öyküsüne de tanıklık etmektedir.