Her şey sabahın erken saatlerinde çalan bir telefonla başladı. Soğuk bir Venedik şafağında bir turizm şirketinin camına öfkeyle bir taş atılmıştı. Komiser Brunetti uykusunu bölen telefon çaldığında mesleğiyle özel yaşamının bu denli iç içe geçeceğini tahmin etmiş miydi? Peki ya karısı Paola bir taşın böylesine büyük bir yıkım gücüne sahip olabileceğini hiç düşünmüş müydü?..
Komiser Brunetti zengin ve saygın bir işadamının ölümünün ardında yatan sır perdesini aralamaya çalışırken kendini seks turizmi aldatma ve sahtecilikle örülü bir dünyada buluyor.
Ölümcül Çareler'de bu yozlaşmanın ortasında polis teşkilatının işlerliği ve çağımızda değişmekte olan güç dengeleri tartışılıyor adalet kavramı sorgulanıyor. Donna Leon ile birlikte Venedik'in dar ve karanlık sokaklarında dolaşırken adalet ve ideallerin kısıtlamalar ve yozlaşmaya karşı verdiği mücadelede kimin daha çok zarar gördüğü sorusuna cevap arıyoruz. Komiser Brunetti'nin bu yolculuğunda sanat güzel yemekler ve paha biçilmez şaraplarla bezeli Venedik'in bir de çirkin yüzünü görüp aslında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalıyoruz. Bir camın şafak vakti kırılmasıyla kendimizi Uzakdoğulu genç kızları "seven" uygar Avrupa'nın erkekleri Üçüncü Dünya ülkelerine yapılan yardımların öteki yüzü gibi "kara ayrıntılar"la karşı karşıya buluyoruz...