Bu kitapta varılan sonuca göre yerel düzeyde çeşitli imkanlar sağlamakla birlikte; 'başka bir' başlığı altında sunulan kalkınma biçimleri tuzaklarla doludur ve katı sınırlamalar sergiler; özellikle de yeni paradigmanın dikkat çekmeye çalıştığı problemlerden önemli ölçüde sorumlu makro-ekonomi politikalarına bağlı olmayı sürdüren ana akım kalkınma kurumları tarafından yayıldıkları zaman. Sonuç olarak Dünya Bankası ve bankanın yoksulluğu azaltma ilkesini paylaşan diğer kurumlar ile hükümetler tarafından yürütülen 'yoksulluğa karşı savaş' daha baştan hükümlüdür. 'Başka bir kalkınma' Dünya Bankası'nın hükümete ve kalkınma siyasasına yol göstermek üzere kurduğu ekonomik modelin sınırlarından (ve ona olan siyasal bağlılığından) kurtulmalıdır. Dahası asıl gereken; bugün dünya üzerindeki ekonomilerin ve toplumların büyük bir bölümünü ağına düşüren dünya kapitalist sisteminin ekonomik ve siyasal yapılarında daha sürekli bir toplumsal değişim yaratmaktır. Başka bir dünya mümkündür fakat bugünkü biçimleriyle 'yeni paradigma' bunu yaratamaz. Bu paradigma hem teoride hem de pratikte kusurludur.