Toplum olarak genelde zenginliklerini ve değerlerini kaybettikten sonra hayıflanmayı çok seven fakat bu değerlere sahipken korumak özümsemek için pek de istekli olmayan bir yapımız var. Bu yapının oluşmasında; kamuoyunu yönlendiren basın yayın organları üst düzey belediye yetkililerinin ve belki de daha önemlisi sürekli göç alarak büyüyen ve şehre gittikçe yabancılaşan yeni bir İstanbullu kitlesinin varlığı önemi rol oynuyor. Ne yazık ki bilbordlara ünlü türkücüleri çıkarıp onlara "Ben İstanbulluyum" dedirtmekle İstanbullu olunmuyor. Zaten bu yolla ulaşılan İstanbullular için de İstanbul Taksim Meydanı'ndan ibaret kalıyor. İstanbulluluk konusunda bilinçli bir nesil yetiştirilmeden eski İstanbul olarak bilinen bölgeyi koruyacak gerekli kanunları çıkarıp tedbirleri almadan değişen belediye iktidarlarına rağmen değişmez bir şehir politikası gütmeden bu harikulade şehri gelecek nesillere layığıyla aktarmamuz pek de mümkün gözükmüyor.