Bir kitapla Okur arasındaki sessiz anlaşma anlatının
bittiği noktada son bulur.
Kıpırtı bu anlaşmayı bozuyor ve Sevgili Okur'a
yalnızca bir okur olarak kalmanın da ötesine
geçmesini ve öyküyle buluşmasını öneriyor. Çünkü sayfaları bir biri ardına keyifle çevrilmeyen bir okuma serüveni asla yaşamla buluşmaz; bu nedenle
okunmadıkça yol alınmayan yol alınmadıkça yaşanmayan bir tanıklık hiçbir öykü biriktirmeyecektir.
Bir rüzgâr eser bir yaprak çevrilir! Giz dolu serüven çoktan başlamıştır. Şimdi nice kayıplar için; düş
kırıklıkları ve yanlış hayatlar için yeni bir tarif çıkarma zamanıdır! Kıpırtı sürecek yaşamla sanatı buluşturan o büyük giz mutlaka çözülecektir!
Okur'dan beklenen ise yalnızca bu güzel buluşmaya hazırlanması dahası onun akıl karıştıran nice sorusunu
giderek çoğaltmasıyla ilgilidir.
Çünkü bir okur yalnızca bir okur değildir!
"Uğraşma benimle" diyor Selim. "Rahat bırak eve gideceğim."
"Bu kadar erken mi?"
"Evet kendime verilmiş bir sözüm var. Yarım bırakılmış bir işle ilgili."
"Şu kitap" diyor öteki. "Önce onu okuyacaksın!"
"Nasıl zekisin!" diyor Selim. "Evet önce onu bitireceğim ve arkası gelecek".
"Arkası?"
"Yoksa bilmiyor musun?" diyor Selim kapıya doğru ilerlerken. "Biten her kitap bir başka kitabın karabasanıdır."
"O nedenmiş bakalım?"
"Çünkü" diyor Selim yüksek sesle "bir kapak açılır ve bir kıpırtı başlar. Bunu duymuş muydun?"
"Belki bir yerde okumuş olabilirim" diyor öteki. "Evet belki bir yerde okumuş olabilirim!"