Çağadaş Azerbaycan edebiyatının usta kalemi Ali Yıldırımoğlu'nun son romanı gerçek bir yaşam öyküsünden yola çıkarak resmedilmiş bir insanlık trajedisi üzerine kurulu. Yaşadığı köydeki tarihi su arkını onarmaya karar veren Cihangir'in hayatı birbirini takip eden rastlantılar sonucu bir kırılma noktasında asılı kalır. Tarihi su arkı ile adeta özdeşleşen şeref ve haysiyet sınavı bu defa da oğlu Sucettin'in omuzlarına yüklenir. Sucettin için aşkla başlayan bu sınav ucunda sürgün hata ölüm bile olsa ödenmesi gereken bir bedele dönüşecektir.
İnsan psikolojisinin ve kaderin olağanüstü dönüm noktalarını ameliyat masasına yatırıldığı romanda kelimeler sanki hakikati yüzümüze sıçratan neşterler gibi..