Roman içinde bir oyun gümüşsuyu papatyalar... Bir oyunun romana dönüşmesi romanın içinde oyunun sürmesi... Tiyatroyla romanın buluşması...
Oyun yazarı Atilla yazdığı tek kişilik oyunu uygun bir oyuncu bulana dek gün ışığına çıkarmamaya kararlıdır. Sonunda bir gün Selma'yla tanışır. Selma bu rol için biçilmiş kaftandır. Hatta karakterin sancılarını ruhunda fazlasıyla taşımaktadır. Selma'nın rolü kabul etmesi hem gümüşsuyu papatyalar'ın canlanışı olur hem de yeni bir aşkın başlangıcı. Diğer yandan sevgilisi tarafından terk edilen roman yazarı Kemal Atilla'yla karşılaşınca kendi buhranlı dünyasından sıyrılır ve gümüşsuyu papatyalar'ın renkli dünyasına girer. Ama Hamlet'in hayaleti romanın içinde gezinir.
Bir oyunun sahneleniş sancıları aşk acılarına karışırken; yazar arka planda modernizmi sorgular. Farklı yönlerden kurgulanmış paraleller roman boyunca kimi zaman teğet geçer kimi zaman kesişirler. Yenilikçi üslubu ve deneysel kurgusuyla alışılanın tersine bir oyunun romanlaştırılmasıdır gümüşsuyu papatyalar.
Tek kişilik bir kadın oyunu; parçalanmış bir yaşam toplumsal sorunlar içinde bölünmüş bir kişilik. Çocukluğundan unutamadığı anlar izler. Freud'a göndermeler... Bazı yaşananlardan hiç kurtulamamak ömür boyu acı çekmek.
Gümüşsuyu papatyalar Münir Nurettin'in Tereddüt'üyle başlar ve kahramanların tereddütleriyle devam eder. Roman boyunca karşılaşacağınız karakter isim sevgi ve yazgılardaki paralelliklerin ilki... Farklı yönlerde kurgulanmış paraleller kimi zaman teğet geçerek kimi zaman kesişerek hayat denen oyunu oyun içindeki hayatı gözler önüne serer. Adı ne olursa olsun bu sahnede önemli olan kazanıp kazanmamak değil devam etmektir. Çünkü perde hiç kapanmaz. Tiyatro izleyicisiyle edebiyat okuru arasında açıktan açığa olmasa da her zaman hafif bir çekişme olduğu iddia edilir. Bu belki de ister istemez favori olan alandan bakarak diğerinin değerlendirilmesinden kaynaklanır. Gümüşsuyu papatyalar'ı ise tiyatroseverle edebiyatsever aynı zevki alarak okuyabilir. Paralel kurgusu içinde bizi kah oyunun dalgalı sularına kah romanın serin kumsallarına taşıyor Atilla Birkiye. Ama böyle dediğimiz için de sakin kendi halinde bir roman beklemeyin sakın.