Nükleer enerji konusu Türkiye için artık hayati bir konu durumundadır. Kaynaklarımıza baktığımızda bugün itibariyle bütün kaynaklarımızı elektrik enerjisine dönüştürecek olsak bile 2020 yılındaki ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. Bu nedenle alternatif enerji kaynaklarına yoğunlaşmamız gerekmektedir. Alternatif enerji kaynaklardan biri olan nükleer enerji konusunda biz tüm çalışmalar boyunca en ince detayına varıncaya kadar araştırmaları yapıyor ve işin hukuki alt yapısı için gerekli çalışmaları devam ettiriyoruz.
Bunun yanı sıra Türkiye'nin bulunduğu coğrafya bakımından arz güvenliği esas temel olmak üzere yeni bir takım konseptler geliştiriyoruz. Bu konsept içinde ya kaynak coğrafyası olacaksınız ya da geçiş coğrafyası olacaksınız. Biz şu anda geçiş coğrafyası kavramını geliştiriyoruz. Bunun için de Batı Kuzey ve Güney eksenlerinde Türkiye'yi çok önemli bir konuma getirmek üzere boru hatlarıyla ki bunların en önemli örneklerinden biri Bakü-Tiflis-Ceyhan projesidir- bir ağ oluşturulmasına başlanmıştır.
Barajlar açısından ele alırsak Konya bölgesini ayağa kaldıracak Mavi Tünel projesi var. Bunun dışında alternatif enerji kaynakları üzerine çalışmalar devam etmektedir.
Dr. M. Hilmi Güler
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Türkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) bugüne kadar alternatif enerji kaynaklarıyla ilgili birçok çalışmalar yapmış ve raporlar yayınlamıştır. TASAM olarak bizler başka bir alternatif enerji kaynağı olan nükleer enerji konusunu yaklaşık iki yıldır gündeme getiriyoruz. Bu kapsamda Sürdürülebilir Kalkınma İçin Nükleer Enerji konulu projenin uygulamasına devam etmekteyiz.
Nükleer enerji tek yönde ele alınamayacak kadar geniş açılımlar sağlamaktadır. Sadece bir enerji kaynağı değil aynı zamanda gerek teknoloji transferiyle endüstriyel kalkınmaya etkisi gerek stratejik kazanımlarıyla bir ülkenin konumuna farklı açılardan avantajlar sağlaması ile günümüz koşullarında adeta bir mecburiyet haline gelmiştir.
Türkiye'nin enerji çeşitliliğini artırması dışa bağımlılığını azaltması ve dışa bağımlılığında da bütün uzmanlarımızın belirttiği gibi ülke çeşitliliğini muhakkak artırması gerekmektedir.
Bu aşamada geniş bir perspektifle konu değerlendirildiğinde daha önce dört kez bu konuda uluslararası arenaya çıkmış bir ülke olarak bu çıkışın da olumsuz neticelenmesi durumunda güvenilirliğimizin ne kadar azalacağını hatırlatmakta fayda görüyorum.
Bu noktada da 59. hükümet tarafından başlatılan çalışmanın başarıya ulaşması cumhuriyet tarihimiz açısından çok önemli kazanımlardan birisi olacaktır.
Süleyman ŞENSOY
TASAM Başkanı