Evreni sanat yapıtı olarak gören Schelling onun karşısına insan elinden çıkmış sanat dünyasını koyar.
Onun felsefesi 'Kuramsal Felsefe' ile 'Eylem Felsefesi'nin birleşimi olarak 'Sanat Felsefesi'ni kendisine tepe noktası olarak alır. 'Ama sanatın tıkandığı noktada felsefenin yol açtığı işlevini de belirtmekten geri kalmıyor: 'Yalnızca felsefe yaratma bakımından büyük ölçüde kurulmuş sanatın ilk kaynaklarını düşünceye yeniden açabilir.'
'İnsan dünyada düşünmek için değil eylemek için gelmiştir.' diyen filozof zamanın bu büyülü sözünü bilgiyle uğraşmaktan var olmayı unutanlara Şöyle iletiyor: 'Eylem eylem! Gerçi bu çağrı bir çok yönden çınlıyor; ama en yüksek biçimde bilgiyle birlikte yol almak istemeyenlerce ayyuka çıkarılıyor.' Schelling'in doğaya tarihe dine sanata iki yüzyıl önceden bakışı günümüz koşullarında yeniden ele alınmayı hak ediyor.
Marx'ı anlamak için Hegel'i Hegel'i anlamak için Schelling'i bilmek gerektiği en çok diyalektik anlayışta kendini gösterir. Öyleyse Schelling'in sözüne kulak vermeli: 'Diyalektik yöntem diyalojik yöntem gibi tanıtlayıcı değil fakat meydana getiricidir; o doğruluğun kendisinde meydana geldiği yöntemdir.'