Hiç alışamadığım
Altı kırkbeş vapuru
Gözlerindeki çapaklarla
Uyku sarhoşluğundan henüz yeni uyanan
Yolcular
Lanet edercesine kapı ve pencereler
Fırça vuran eller
Kaderine terkedilmiş alrengi taka
Hiç birisi ilgimi çekmiyordu bunların
Gündelikten uzak
Bir tek sen varsın iskelede
Sen gözlerimin irisi
Ben gözlerinin gönlünün delisi
Olmuştum
Artık umursamıyordum olanı biteni
Ne güzelim martıları
Ne de el yordamıyla halatı çözen
Çımacıları
Sadece ve sadece
Altı kırkbeş vapurunu görüyürdu
Gözlerim
Arnavutköy iskelesi..