Psikopatlar insanları büyüleyen onları kendi istedikleri şekilde yöneten yaşamda acımasızca kendilerine bir yol açan ve bunu yaparken de arkalarında kırık kalpler yıkılmış beklentiler ve boşalmış cüzdanlardan oluşan geniş bir iz bırakan toplumsal yırtıcılardır. Vicdandan tamamen yoksun olan ve başkalarına karşı hiçbir şey hissetmeyen psikopatlar bencilce istediklerini alır canlarının istediğini yapar bu arada en ufak bir suçluluk ya da pişmanlık duymaksızın toplumsal kuralları çiğner ve beklentileri umursamazlar. Dehşete düşen kurban umutsuzluk içinde sorar "Bu insanlar kimler?" "Neden böyleler?" "Kendimizi onlardan nasıl koruyabiliriz?" Bu ve benzeri sorular yüzyılı aşkan bir süredir klinik tasarımların ve deneysel araştırmaların ve çeyrek yüzyıldır da kendi çalışmalarımın odak noktası olmasına karşın psikopatın ölümcül gizemi özellikle son birkaç on yıldır açığa çıkmaya başlamıştır.