Ku'ran'ın kaynaklık ettiği insanlar için seçilip kemale erdirilmiş olan İslam dini imanı körü körüne bir teslimiyet olarak değil bir bilinç ve teyakkuz hali dönüştürücü bir tavır olarak tanımlamaktadır. Rabbimiz Kur'an-ı Mübin'inde "Ey iman edenler Allah'a elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin.." (Nisa 4/136) diye buyurarak iman iddiasında bulunanlardan bu iddialarını ispatlamalarını imanlarını muhkemleştirmelerini ona anlam katmalarını ve onu bilinç meşalesine dönüştürmelerini istemektedir.
Pratiğe aktarılmamış hayata müdahil olmayan iman Kur'an nazarında salt bir iddia niteliği taşır. İnsan ne zaman ki inancını hayatın öznesi kılıp onun gereklerini yerine getirmeye başlar işte o zaman gerçek bir imandan söz edilebilir.