Bey! Hasta ve yorgunum. Yeni doğan kızımın bedeni ateşler içinde. Şikayet etmiyorum ve benim bu ana kadar şikayet etmediğimi de biliyorsunuz. Sizinle olmak sizin gibi sabırlı olmayı gerektirir. Ama aylarcadır elimiz kolumuz bağlı bekliyoruz. Hiç bir tarafta gidip kalabileceğimiz bir yol yok ki eğer olmuş olsa bile kapatmışlardır.
Bey! Siz ne yaptınız ve ne söylediniz de düşmanlarınız sizi böyle bir azap misafir ettiler?
Banu! Kendi zamanına ait olmazsan makam sahibi emirlere uymazsan ve cahillerin söylediklerini söylemezsen seni ruhun edebi sürgününe düçar kılarlar. Hatta eğer şehirde evinin bir köşesinde oturur ve onları dediklerini yapmamakta ısrar edersen seni avere eder zindana atar ve daraağacına çekerler. Üzgünüm Banu bu savaşı ben başlattım ama azabın büyük bir kısmını siz ve masum çocuklar çekmek zorunda kalıyorsunuz..
İslam düşünce tarihinin önemli şahsiyetlerinden Molla Sadra'nın hayatının anlatan bu roman aynı zamanda mütefekkirlerin çilesinden de sahneler sunmaktadır.